BİLİŞİM SUÇLARININ ULUSLARARASI BOYUTU - Bölüm 3

ankebut-group-international

Ankebut Group International


BİLİŞİM SUÇLARININ ULUSLARARASI CEZA HUKUKU İLE İLİŞKİSİ

Bu makalemizde incelenmesi gereken önemli konulardan biri de uluslararası ceza hukuku ile bilişim suçlarının ilişkisi ve bu suçların uluslararası ceza hukuku içindeki yeridir. Çünkü ilk makalelerimizde sürekli olarak bilişim suçlarının uluslarası boyutu ve bu suç tipiyle mücadele için uluslarası iş birliğinin ve adli yardımlaşmanın gerekliliği vurgulanmaktadır. Ancak bunun anlaşılabilmesi için öncelikle uluslararası ceza hukuku kavramının açıklanması gerekmektedir.

bilisim-sucuGünümüzde artık ulusararası, bir başka deyişle kürsel bir kamu düzeninin bulunduğu, bununla uluslararası topğlumunun hukuksal değerlerinin korunduğu kabul edilmektedir. Söz konusu değerler ise dünyanın barış, güvenlik ve refahının korunmasıdır, dolayısıyla bu değerleri ihlal etmeye yönelik eylemler bir yandan önlenmeye bir yandan da cezalandırılmaya çalışılmaktadır. Buradan hareketle uluslararası kamu düzenine aykırı bazı eylemlerin de “uluslararası suç” olarak tanımlandığı görülmektedir.

Ancak ceza hukukunun uluslararası yönü yalnızca uluslararası kamu düzenine aykırılık oluşturan uluslararası suçlarla sınırlı kalmamaktadır. Ulusal hukuklarda suç olarak tanımlanan bazı eylemlerin günümüzde daha çok yabancılık unsuru taşıyan biçimlerde gerçekleştirildiği, özellikle suç gelirlerinin aklanması suçu ile bilişim suçlarının genellikle yabancılık unsurunu içinde barındırarak işlendiği görülmektedir. Söz konusu yabancılık unsuru, suçun işlendiği yere ilişkin olabileceği gibi, sanığın, mağdurun ya da tanıkların yabancı olmasına ilişkin de olabilir. Bu da suçla etkin bir mücadele için uluslararası iş birliğini ve uluslararası düzenlemeleri zorunlu kılmaktadır. Dolayısıyla uluslararası ceza hukuku, ceza hukukunun iki ayrı dalını uluslararası yönlerini bağlantı noktası kabul ederek birlikte inceleyen bir hukuk dalıdır.

Uluslararası ceza hukukunun genel olarak üç farklı alandan meydana geldiği kabul edilmektedir. Bunlardan ilki yabancılık unsuru taşıyan olaylara ulusal ceza hukuku kurallarının uygulanmasıdır. Nitekim bu alan, ceza hukuku öğretisinde “ceza kanunlarının yer bakımından uygulama alanı” olarak işlenmektedir. İkinci alan, ilk alanla yakından ilişkili olan uluslararası bir başka deyişle sınır aşan suçların önlenmesi ve cezalandırılmasında kullanılan uluslararası iş birliğinin kurallarıdır. Günümüz dünyasında pek çok suç tipiyle etkin bir biçimde mücadele edebilmek için uluslararası iş birliğine girilmesi ve bunu düzenleyen sözleşmelerin yapılması kaçınılmaz bir zorunluluktur. Nitekim bilişim suçlarıyla mücadele de bunun tipik bir örneğini oluşturmaktadır. Bu alan, adli yardımlaşma, polis kuruluşları arasında iş birliği, suçluların geri verilmesi, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi ile kovuşturmaların ülkeler arası aktarılması gibi konuları içermektedir. Üçüncü ve son alan ise soykırım, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları gibi doğrudan uluslararası hukukun  uygulanması aracılığıyla ve gerektiğinde uluslarası mahkemeler önünde yargılanabilecek olan suçları ve yargılanma yöntemlerini içermektedir.

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir