BİLİŞİM SUÇLARININ ULUSLARARASI BOYUTU - Bölüm 5

Değerlendirme ve Görüşümüz

Bilisim suclari

Son elli yıllık zaman dilimindeki bilim, teknoloji ve bilişim alanlarındaki gelişmeler ile hem insanların çeşitli ulaşım aracıyla bir ülkeden bir ülkeye hareket etmeleri, hem de çeşitli işlemlerin kolayca gerçekleştirilmesi mümkün olmaktadır. Bu da eskiden mümkün olmadığı halde pek çok suç tipini aşan biçimde işlenmesini kolaylaştırmış hatta bazı suç tiplerinin sınır aşan biçimde işlenmesini neredeyse zorunlu hale getirmiştir. Söz konusu alanlardaki gelişim benzer şekilde ‘’uluslararası toplum’’ denilen bir kavramın ortaya çıkmasını sağlamış ve küresel çapta duyarlı bir kitlenin oluşumuna ve belli bir hukuk ekolünün tüm dünya çapında yayılmasına neden olmuştur.

İşte bu da, bazı eylemlerin uluslararası suçlar olarak tanımlanmasına ve eğer bunlar eylemin gerçekleştirildiği yerde kovuşturulmuyorsa yada kovuşturulamıyorsa uluslararası yargılama mercilerinin tarafında yargılanmasının sağlamasına yol açmıştır. Yukarıda aktarılan üçüncü görüşte de belirtildiği gibi bunların hepsi de bir şekilde yabancılık unsuru, bir başka deyişle uluslararası bir boyut taşımaktadırlar. Ayrıca tüm bu suçların kovuşturulması ve faillerinin yakalanıp cezalandırılmasında bir şekilde uluslararası toplumun, bir başka deyişle insanlığın faydası bulunmamaktadır. Bu nedenle Uluslararası ceza hukuku kavramının içine, uluslararası suçlar ve bunların yargılama usulleri girdiği gibi, ceza yasalarının yer bakımından uygulanması ve uluslararası adli yardımlaşma kurallarının uygulanmasına da girmektedir.

Konuya bu açıdan yaklaşıp, uluslararası ceza hukuku bu anlamda kabul edildiğinde, bilişim suçları ve özellikle internet üzerinden işlenen çocuk pornografisi suçu da uluslararası ceza hukukunun konusu oluşturan suç tiplerinden birisini oluşturmaktadır. Zira bilişim suçları yapısı gereği genellikle sınır aşan şekilde işlenmektedir. Yukarıda da belirtildiği üzere en basit bilişim suçları dahi genellikle içinde uluslararası bir unsur içinde barındıracak şekilde işlenmektedir ve bu da bilişim suçlarını oluşturan eylemlerin daima sınır aşan şekilde işlendiğini göstermektedir. İşte bu suçların bu şekilde işlendiği bir ortamda uluslararası adli iş birliği de bu suçla etkin bir şekilde mücadele için kaçınılmaz bir unsur olmaktadır. Dolayısıyla bilişim suçları yukarıda uluslararası ceza hukukunun kapsamının açıklanması esnasında belirtilen ilk iki alana tamamen uymaktadır.

Öte yandan bugün için uluslararası ceza hukukunun kaynaklarında bilişim suçları normatif açıdan ‘’uluslararası bir suç’’ olarak düzenlemese ve uluslararası ceza mahkemelerinin yargılama yetkisi dahil suçlardan olmasa da, bu suçun uluslararası nitelikte olmasını etkilemektedir. Çünkü bu bölümde yapılan açıklamalarda da görüleceği üzere, bilişim suçları ve bilişim sistemlerinin araç olarak kullanıldığı pek çok suç, kendisiyle mücadele için uluslararası sözleşmelerin yapıldığı ve fiili olarak harekete geçirildiği sayılı suç tiplerindendir. Bundan da daha önemlisi bu suçlarla ilgili düzenlemelerde özelikle Avrupa siber suç sözleşmesi’nde ulusal haklarda suç tiplerinin nasıl olması gerektiğine ilişkin düzenlemeler bulunmakta, suç tipleri açık bir biçimde tanımlanmaktadır. Her ne kadar uluslararası düzenlemelere bakıldığında suç tiplerinin genellikle bu tavsiyeler doğrultusunda yapıldığı görülmektedir. Bu konuyla ilgili uluslararası belgelerin etkinliği açısından dikkat çekicidir.

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir